6 Eylül 2011 Salı

Nedensiz sevgi

“Karşıdaki ufaklığı görüyor musun?
Ağlamaklı bir şekilde,
“Evet.”
“İşte o ufaklığın elinde tuttuğu şeker gibi seviyorum seni.Elimden alındığında ortalığı yırtacak gibi.Şimdi anlıyor musun seni neden bırakmadığımı?”
“Kavuşmamız imkansız Addy .Ailen bir fahişeyi,evinin kerhane olan bir kadını gelin olarak almamasına öfkeni anlamıyorum.Kim alır ki ? Ben kirli temiz geldim kirli gideceğim ve giderken seni de kirletmeyeceğim.Hayatımı verecek kadar seviyorum seni.Balıkların suya,insanların havaya,karıncanın toprağa olan aşkı gibi seviyorum seni.”

Tutmaktan terlemiş ellerini birbirinden ayırarak,fahişeliğe çıktığı satenden otuz santimlik eteği olan parlak taşlarla işlenmiş elbisesiyle ayağa kalktı.Rüzgarın kavurduğu sarı renkli peruk saçlarını dudaklarının arasından nazikçe alıp bıraktı.Koşar adımla uzaklaştı.Addy,asıl adı Kady fakat işe çıkarken kullandığı Danell ,Adaline , Sabrina isimlerinden birini seçerek arkasından seslendi.

“Adaline..! Ben hep buradayım.Seni bekliyorum.Seni bırakmaya hiç niyetim yok.”
Adaline yani Kady,arkasını dönmeden
“Benim gelmem ikimizin de sonu olacak.”
Diyerek köşede bekleyen beyaz renkli arabaya binerek uzaklaştı.
Addy,elinde tuttuğu rengi bozarmış plastik tokayı öptü ve yıldızlara bakmaya başladı.Düşünüyordu.Bir çare arıyordu.Kady’i o batakhaneden nasıl kurtaracağını,nasıl evleneceğini.Kady’in oradan ayrılışı kapıdan çıkmadan ölümüne sebep olacaktı.
Bilirsiniz aşk diye bir şey vardır.Tomurcuktur.Sevgi tomurcuğu.Her yüreğe düşer. Minik olan bu tomurcuk,su verildiğinde yani yarin bakışları serpildiğinde hızla kök salmaya başlar. Sıkıca tutunur oraya. Gün geçtikçe dallanır budaklanır. Hiçbir kuvvetin onu oradan söküp çıkartmaya gücü yetmez.

Addy  Kady’e öyle bir kök salmıştı ki kimse onu oradan çıkartamazdı. Kady bile bunu yapamazdı Addy öyle seviyordu ki her şey onu hatırlatıyordu.Addy aşk denizine düşmüştü,boğulacağını bilerek.Kady’in onu bırakıp gitmesi,yanında da Addy’in kalbini götürmesi Addy’in sol tarafındaki boşluğun sızlamasına sebep olmuştu.Düşünüyordu.
Sonbaharda asılı duran bir yaprak gibiydi,soğuk bir rüzgar çarptığında savruluyordu.Savrulduğu yerden içini ısıtacak güneş ışığının gelmesini bekliyordu.Fakat o güneşin hiç doğmayacağını bilerek.
Gözünü açtığında sabah olmuş martıların çığlıkları beynini kemirmesine neden olmuştu.Yerinden fırlayıp bu olanların rüya olması için yalvararak etrafa bakındı ama o yoktu yani rüya değildi.

Aradan bir hafta geçmişti.Addy aynı bankta,aynı yerde sağ tarafta oturmuş,solundaki boşluğu dolduranın gelmesini bekliyordu.Hala gelen giden yoktu.
Sabah didik didik ettiği sokakları yeniden arayıp her taşın altına bakıyordu.Sonunda aklına o yer geldi.Kady’in çıkamadığı batakhane.
Kapısına geldiğinde iri yarı bir adam ve kokoş bir kadın duruyordu.
“Ooo,buyurun efendim.Nasıl bir kız istiyordunuz.Yeni gelen mallarımız da var. Sizin sıkılmanıza fırsat vermeyecekler emin olun.” Deyip iğrenç bir kahkaha atıp,kırmızı dudaklarına rujun bulaştığı sigarasını götürüp bir nefes aldı.
“Aslında ben Nermin’e bakmıştım.”
“Kady mi ?”
“Evet asıl adı Kady fakat genelde Adaline diyorsunuz sanırım.”
“Aaa evet Kady,Şimdi hatırladım.”
“Peki nerede ?”
Kady yok fakat daha iyi kızlarımız var bana güvenin.”
“Ben Kady’i istiyorum.”

“Üzgünüm.Kady geçen çıktığı geceden beri ortalıkta yoktu.Öldü diyorlar.O yüzden bizde peşine düşmedik.Kady gibi olan kızlarımız da var.”
Addy,ayrı ayrı duyguları yaşıyordu.Arkasını döndü ve yürümeye devam etti.Sevgi,hüzün,mutluluk beraber aynı anda kalbine baskı yapıyorlardı.
“Beyefendi.Bakar mısınız? Nereye ? Kady gibileri de var.Hey..! deli mi ne”
Arkadan vuran ay ışığının önünde oluşturduğu gölgesine basarak ilerliyordu.Kalbindeki ağrıyı kendi üzerine basarak dindirmeye çalışıyordu.Daha sert daha da sert basıyordu sol tarafına.Olmuyordu.Gözlerinden akanlar yanaklarını acıtıyordu.Göz yaşlarının izlediği yollar sızlıyordu.
Bankın aynı köşesine oturmuş hiç dolmayacak olan boşluğa elini koymuş karşıya bakıyordu.Sokaklar boşalmış.Amaçsız yaşayan insanlar evlerine çekilmişti.Gün içinde telefon görüşmeleriyle sağırlaşan kulaklar,bilgisayarlara bakarak körelmiş gözler,kalemleri tutarak morarmış ellerini de alıp çekilmişlerdi haram lokmaların,sinsi fikirlerin doğduğu evlerine.
Yıldız kaymıştı aynı anda bir damla göz yaşı dizine akmıştı.Yıldızın kayarken geride bıraktığı ışığın yavaş yavaş kaybolması gibi eriyordu Addy.Kady’in gidişi parıltılıydı geride bıraktığı da.Fakat Kady’in gökte kayan yıldız gibi nereye gittiğini nerede olduğunu bilmeyişi Addy’in yavaş yavaş kararıp kaybolmasına sebep oluyordu.O nasıl bir acıdır ki nefes almasını engelleyen.O nasıl bir duygudur ki göz yaşlarının aktığını bile hissetmemesine sebep olan.
Addy ayağa kalkıp karşıda ki Nermin’in saatlerce gözünü kırpmadan baktığı en büyük en parlak olan yıldıza bakarak.
“Kady,duy sesimi,duy sesimi ne olur bitanem duy..! Seni ölümüne seviyorum derken yalan söylemeni beklemiştim.Neden gittin neden beni bıraktın haa..!

Ben sensiz yaşar mıyım Nermin ? Nerede benim güneşim,nerede benim ışığım,nereye kayboldun. Kalbimi alıp nereye gittin.” Diye haykırarak ağlamaya başladı.
Biz istemesek de hayatımıza giren ve çıkanlar vardır.Hiç gereği yokken girerler hem de.Birden bire girerler ve asla gitmezler.Aslında sen öyle sanırsın asla
gitmeyecek diye düşünürsün.Günlerin onunla nasıl geçtiğini anlamazsın bile.Hiç gereği yokken haftanı,aylarını,yıllarını alır senden. Tamamen sana hükmeder.Ve hiç gereği yokken çekip giderler.Nermin’in gittiği gibi.
Zaman geçtikçe gazetelerde vahşice katledilmiş bir hayat kadınından bahseden gazeteler çıkmaya başlıyordu.Manşetlerde Hayat Kadınının Sonu yazıları süslenmiş gazeteler basılıyordu.Son gecesinde alması gereken fiyatın en azını aldığı gerekçesiyle karşı çıkması yüzünden vahşice kastedilmiş olduğu yazıyordu.
“Geçtiğimiz hafta Salı günü yaşanan acımasızca ölümün ardında kalan sır perdesini aralıyoruz sayın seyirciler.Salı gecesi 00:13 de olan cinayeti işleyen A.Galen polise verdiği ifadeye göre hayat kadınının istediği paranın fazla olduğunu kendisinin içkili olduğunu ve çabuk sinirlenen bir yapıya sahip olduğunu hayat kadınının o parayı almaktaki ısrarı üzerine bu cinayeti işlediğini açıkladı.Hayat kadınının çalıştırıldığı yer tespit edilip çalışanların da alınan ifadelerine göre öldüğünü tahmin ettiklerini ne zaman ve kim tarafından olduğunu bilmediklerini söylediler.Kurbanın çantasında bulunan eşyaların arasından mektuba benzet bir kağıtta “seni seviyorum/Addy” yazılı bir kağıt bulunduğu açıklandı.” Televizyonlardaki bu haberlerle ruhu artık uyuşmuştu Addy’in,sanki acıyı artık hissetmiyordu.Her gün o banka gelip oturur o yıldız çıkana kadar bekler onunla sanki Nermin’e diyormuşçasına konuşup giderdi.Nermin’in hayat kadını olması onun umrunda bile değildi.Gözlerine baktıkça tertemiz kalbinin yansımasını tüm parlaklığıyla görüyordu,aynen yıldıza baktığında gördüğü gibi.Nedensiz sevmişti. Şairin dediği gibi;
Nedensiz ve sebepsiz sevdim seni,
Belki de bir nedeni olsa,aşk olmazdı bunun ismi.
Nedensiz ve sebepsiz sevmekti Addy’in ki,peki sen hiç,sol tarafın yokken yaşamayı düşünmüş müydün ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder