30 Ağustos 2011 Salı

Hikayenin Sonu


kaldırımlardan fahişeler yürüyor, biraz ilerde bir adam yere oturmuş sigara üstüne sigara yakıyor, başka bir adam dükkanından çıkıp sağa sola bakıyordu. O, bu gecenin ümitsizlerine, kırıklarına, üzgünlerine ve terk edilmişlerine raslamak istiyordu. Çünkü dükkanı ağzına kadar alkol doluydu.

Alkol Adamı, soluna bakınca beni gördü. az sonra müşterisi olacağımdan emin bir tavırla gülümsedi hafifçe ve içeri girdi, içimdeki karmaşadan zevk alıyor gibiydi. algılarım tamamen bunlarla doluydu, bir de midemde bile hissettiğim soğuk vardı.

buraya nasıl gelmiştim, buradan nasıl gidecektim? daha da önemlisi burası neresiydi? hiç bir şey düşünmeden sigara içen adamn yanına doğru yürüdüm. evsiz birine benzemiyordu, üstü başı iyi gibiydi. ama beni bunlardan çok bir sigarası daha olup olmadığı ilgilendiriyordu. az sonra sigaraya başlayacaktım.

- oturabilir miyim, dedim. eliyle yeri gösterdi.
- taşın soğuğuna dayanabileceksen neden olmasın, dedi.

oturdum, taş gerçekten de soğuktu.

- bir sigaran daha var mı, diye sordum. hayatımda ilk defa böyle bir şey yapıyordum.
- sen sigara içmiyorsun
- bunu nasıl anlayabilirsin ki?
- bilmem.
- pekala, ne fark eder ki. içeceğim o halde.

umursamıyordum, hissettiğim tek duygu umursamazlıktı. o bu arada cebinden bir paket çıkarttı, çakmağıyla beraber bana uzattı. bir sigara yaktım.

- bir evin var mı, dedim.
- bunu neden soruyorsun?
- evsiz birine benzemiyorsun.
- evsiz biri değilim.
- öyleyse?
- bu gece burda yatma fikri hoşuma gitti.

sustum, susuyordum. adamın ses tonu güzeldi. benimse makyajım akmıştı, onunla başa çıkamazdım.

- son bir şey daha sorup gideceğim.
- evet?
- nerdeyiz?
- bilmiyorum.

ayağa kalktım, bu sırada o yeni bir sigara yakıyordu. sigara için teşekkür ettim oysaki gezegendeki tek bir insan bile nezaketi düşünmüyordu şuanda. Alkol Adam’a istediğini vermek istemeyerek ters tarafa doğru yürümeye başladım.

ileride deniz vardı, bir anayol, daha renkli yerler, daha çok fahişe vardı. yolun karşısına geçip bir banka oturdum. orada ne kadar süre oturduğumu bilmiyordum ama güneş doğuyordu. insanlar yavaş yavaş işlerine gidiyolardı. her şey en monoton haline geri dönmüştü.

hikayenin sonuydu, bense yeni uyanıyordum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder