12 Nisan 2013 Cuma

Dumman

Şu saat oldu, kalbimin çığlıkları anca sustu. Yeni bebe gibi, ne istediği de anlaşılmıyor kalbin, dilini bilmeyene. Hoş ben kalbimin dilini bilsem de istediklerini gerçekleştirmek için gereken güce sahip değilim tek başıma. Kalbim sustu, hemen aklımın sesini duydum. Şöyle dedi: Yak bir sigara. 
- Yaktım. 
- Çek içine. 
- Çektim. 
- Tut içinde. 
- Tuttum. 
- Bekle. 
- Bekledim. 
- Bırak şimdi. 
- Bıraktım. 
- Nerede duman? 
- Yok. 
- Var, içinde. 

       Kıyasladım iki meseleyi birbirleriyle. Sigara bitti, duman kayboldu ama sadece gözden kayboldu. İçimde bir yerlerde var olduğu kesindi. Zararlıydı, biliyordum. Ancak elimden de bir şey gelmiyordu. Göğsümü açıp çıkaramazdım dumanı bir kerede. Zamana yayılmalıydı. Zehrin dışarı atılması zaman alıyordu. Şimdi sigarayı elimden düşürüp bir daha içmemeye yemin etsem bile aylarca etkisini atamayacaktım, biliyordum. Kalıcı zararlar da veriyordu üstelik.. 

       Seni de içime atmıştım. Şimdi desem ki bir daha adını anmam, yalan olur. Seni içimden atmam da aylar, belki yıllar alır. Ciğerlerime çekmiştim seni. İşte şimdi sigarayı bırakırım. Senden başka nefes almam. Ciğerlerimde sen varsın, çıkman yıllar alır. Aldığım her nefes seni hatırlatır.  

      Sen sigaraya benziyordun, dumanın aşka. Seni içime çektikçe tükendin. Sen tükendikçe içimde, uzun süre benimle kalacak aşk türedi. Senin gidişin, aşkın geliş biletini bedavaya getiriyordu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder